Ecem Dilan Köse, 1990 yılında Ankara’da doğdu. Lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nde tamamladı. Akabinde NLP ECNLP (European Community for Neuro-Linguistic Programming) eğitimini tamamlayan Köse; mimari disiplinden gelen, çok yönlü, kavramsal bir dijital sanatçı. Sonar ve Nur Festival gibi yeni medya ve ışık temelli birçok etkinlikte eserleri sergilenen, performanslar gerçekleştiren Ecem Dilan Köse, eğitim hayatı boyunca TÜBİTAK dahil birçok kurumdan burs kazandı, teknoloji ve sanat ilişkili yarışmalarda birçok başarı elde etti. ABD, Rusya, Güney Kore, İngiltere başta olmak üzere dünya genelinde eserleri yer alan genç isim, çalışmalarına İstanbul’da devam etmekte. Köse, profesyonel sanat kariyerine dansla başladı. 2012-2014 yılları arası Devlet Tiyatroları’nın dans ekibinde yer alan Köse; danstan önce ebru, heykel ve müzik disiplinlerinde de deneyim sahibi oldu. Bu sayede sanatsal pratiğine ve üslubuna çok yönlülük kattı. Köse’nin plastik sanatlardaki üretimleri arasında, 2015 yılında Cer Modern’de sergilenen, beton bir bayrak olarak tasarlanan “Flag Waiting for the Wind”eseri yer almakta. Farklı disiplinlerden sonra dijital sanata yoğunlaşan sanatçı, özellikle dijital sahne tasarımını, dans etmeden sahnede olmanın yeni bir yolu olarak tanımlıyor. Eser üretimlerinde kodlama, artırılmış gerçeklik, VR, yapay zekâ/makine öğrenmesi gibi teknikleri kullanan sanatçı, kavramsal anlatılarını asıl olarak metot-içerik ilişkisini sağlamak için kullanmakta. Ressamların fırçaları gibi, yapay zekâ, kodlama dilleri ve üç boyutlu modelleme, dijital görsel üretim için birer araç niteliği taşımakta. Sanatçı, bahsetmek istediği kavram ile hangi metot örtüşüyorsa onun üzerine yoğunlaşıyor.
Buna örnek olarak,”Yaşam döngüsünü anlatan bazı kodlar var, canlılığın temelini simüle eden algoritmalar var, eserimde bahsettiğim konu böyle bir anlatı gerektiriyorsa buna uygun olan algoritmaları seçiyorum,” diyen Köse, eserin kavramsal çerçevesi ve üretim tekniğini arasında iki yönlü besleyici bir ilişki olduğunu belirtiyor. Sanatçı, malzeme-metot seçimi konusundaki hassasiyetini şöyle açıklıyor: “Yeni teknolojilerin hayatımıza girdiği, her yerin ekranlarla holografik imajlarla ve yapay ışıklarla bezendiği zamanlara yaklaşıyoruz. Bunların tasarlanması gerektiğine dair bir bilinç yaratmaya çalışıyorum. Bu yüzden de bu teknolojiyi doğal ve kadim malzemelerle bir arada kullanıyorum ki dijital gelişmeler insandan kopuk olmasın. Farklı malzemelerin birlikte kullanımı ile şimdi ve gelecek arasında yumuşak bir anlatı sağlama amacım var.” Köse, “Cryptomarble” adlı serisinde ebru çalışmalarını çeşitli kodlarla bozuyor. Sanatçının, oluşturduğu deseni bozan algoritma aslında doğada ışığın su üzerinde kırılmasını simüle eden algoritma ile aynı. Boyanın suyun üzerinde dağılması ve ışığın su yüzeyindeki kirilimi aynı yere dokunuyor. Bu serisinde görüldüğü gibi genel olarak bu ilişkilenmeye/bağlantıya odaklanan sanatçı yapay ve doğal olanı başarılı bir şekilde harmanlamakta. Pozitif bilimlerin, yaşamın ve hislerin anlaşılabilirliği için kullanılmasında müthiş bir zihin dinlenmesi sağladığından bahseden sanatçı, teknoloji ile değişen insan davranışlarını daha iyi birer birey ve toplum olmak adına farkındalık yaratmak maksadıyla inceliyor, üzerine düşünüyor ve üretiyor. Yetenekli ve çoksesli bu genç sanatçı, özellikle günümüzde sanatın evriminin geldiği nokta ile takipte kalınması gereken isimlerden… Köse, eser üretimlerinde kodlama, yapay zekâ gibi teknikler kullanıyor.