Resimlerinde gündelik hayattan samimi figürleri zengin bir renk skalasında yarattığı fantastik mekanlara yerleştiren genç sanatçı Bawer Doğanay, renk ve kompozisyon kurgusu bakımından oldukça yetenekli.
1990 yılında Mardin’de doğan Bawer Doğanay, Mardin Artuklu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nden mezun oldu. 2019 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümü’ne yüksek lisans öğrencisi olarak girdi. Halen eğitimine devam eden genç sanatçı 2018 ve 2020 yılında Base İstanbul’a katıldı. Üretimlerine halen Mardin’de devam etmektedir.
Mardin’de yaşayan sanatçı, dünya ölçeğinde pazar dinamiklerini de yakından takip etmekte. Son zamanlarda Gisela McDaniel, Kehinde Wiley, Salman Toor ve Hernan Bas gibi isimleri yakından takip ettiğini ve üretimlerini yaparken özellikle bu isimlerin işlerinden referanslar aldığını belirten Doğanay, Matisse geleneğini, yeni dönem figüratif anlayışla birleştirmekte. Genç sanatçı renk ve kompozisyon kurgusu bakımından oldukça yetenekli.
Base 2020 “Yeni Mezun” sergisinde “Asi Şehir” isimli eserleriyle dikkat çeken genç sanatçı, üretimlerinde kendi coğrafyasından etkilenir. Gündelik hayattan samimi, “gerçek” figürleri zengin bir renk skalasında yarattığı fantastik mekanlara yerleştirir. Fantastik mekanlar yine zengin bir tarihe sahip Mardin’den izler taşır. Taş süslemeler, motifler, tarihi yapılar sanatçının elinde primitif bir şekilde oya işler gibi işlenir. Tuval üzerine yağlı boya işlerinde görülen renk skalası fovları anımsatsa da Matisse’in geç dönem işlerine daha yakındır. Daha oryantalist bir kurgu içinde gündelik hayattaki ilişkiler ağı konu edilir. Ve figürlerin içsel arkeolojisi yapılır. Sanatçı figürlerin içsel yolcuğunu şu şekilde açıklar: “İçinde olduğu çağın etkisi ile resimlerdeki bireyler nihilist ve romantik davranışların baş temsilcileridir.” Figürler çarpıtılmış yüzlere, uzatılmış uzuvlara ve agresif renklere sahiptir. Kompozisyon genel olarak eğlenceli ve renkli bir dünyanın kapılarını aralıyormuş gibi görünse de aslında ekpresif, hırçın ve psikoanaliz yapan bir dünyanın kapısını aralar. Tuval işleri yanında kağıt üzeri rapido kalemiyle ürettiği desenler oldukça etkileyicidir ve başarısının kaynağına işaret eder. Desenler tarihi mekanları konu alır. Sanatçı kullandığı detaylar ile zamanı ve coğrafyayı flulaştırır. Doğa onun için vazgeçilmezdir, bazen fantastik bir dünyanın detayı olarak bazen de tarihi dokuları süsleyen bir hal alır.
Sanatçı, periferide konumlanması nedeniyle merkeze bağlanmada yaşadığı zorlukları ve tüm zorluklara rağmen üretimlerine devam etme azmini anlatır. Üretimlerinde kimliklendirdiği her figürde az da olsa kendi çaresizliği, istekleri, yükseliş ve çöküşlerini de izleyene aktarır. Onun resimleri merkeze bir çeşit sessiz çığlık gibidir. Renkler ile bağırır, figürlerin duruşları ile sakinler.
Kendi coğrafyasının tarihi/zengin mimari dokusu, oryantal motifleri ve el değmemiş doğası onun ana ilgisini ve işlerinin detayını oluşturur. Dünyayı takip eden, okuyan ve düşünen genç sanatçı figüratif sanatın dünya ölçeğinde öncülerini takip ederek işlerine güncel bir aura/etkilenim belirler/yaratır.
İstanbul’da Base ile iki kere görücüye çıkan sanatçının en büyük isteği iyi bir galeri ile çalışıp kariyerine daha profesyonel yön vermek. Şimdilik online platformlar sayesinde İstanbul sanat dünyasına eklemlenen Doğanay, umarız önümüzdeki dönemde fiziki mekanlarda da yerini alacaktır.