Knorr’un sanatı, kokain, yol çukurlarının dökümüne dayalı eserler ve duman gibi provoke edici malzemeler kullanmasıyla tanınır. Eserleri, temsil, boşluk ve sembolik hayal dünyası gibi konulara odaklanır. Öne çıkan eserlerinden biri, 2012 tarihli Smoking in the Museum (Müzede Sigara İçmek), küresel sağlık politikaları ve sigara içenlerle içmeyenler arasındaki gerginliği ele almıştır. Knorr’a göre bu eser, çağdaş biyopolitikaların somut bir hale getirilmesiydir ve devletin kültürel-politik tartışmalar yoluyla gücü nasıl ve nerelerde uyguladığını gösterir.
Sanatçı, katılımcı ve kavramsal bir yaklaşım benimseyerek, sanatı tarihsel, sosyo-politik ve ekonomik fenomenlerle tartışma ortamına sokar. Bu yaklaşımın bir örneği, 2017 documenta 14 etkinliğinde Kassel ve Atina’da sergilenen Expiration Movement (Sonlanma Hareketi) adlı eseridir. Bu eser, Kassel’deki Zwehrenturm’dan günde 10 saat boyunca 163 gün boyunca beyaz dumanın salınmasını içeriyordu. Bir diğer önemli eseriyse, 2005 Venedik Bienali’ndeki European Influenza (Avrupa Grip Salgını) adlı tartışmalı katkısıdır. Bu eser, Avrupa’daki milliyetçilik ve kimlik sorunlarına dair önemli bir tartışma başlatmıştır.
Knorr’un eserleri, Migros Müzesi’nde (Zürih), Stasi Müzesi’nde (Leipzig) ve Pinakothek der Moderne’de (Münih) gibi büyük uluslararası kurumlarda sergilenmiştir. Eserleri, küresel meseleler hakkında düşündürmeye devam etmekte ve izleyicileri, sanatın değişim ve tartışma yaratma rolüyle politikalar ve kimlikler arasındaki kesişimlere dair derinlemesine düşünmeye davet etmektedir.